It Ain't Me Babe

Hayatımızın önemli bir bölümü bizi kurtaracak bir beyaz atlı şövalye beklemekle geçiyor. Onu bulduğumuzda ise bir süre dinleniyoruz, sonra bizi bu beyaz atlı şövalyeden kurtaracak başka bir beyaz atlı şövalye beklemeye başlıyoruz. Ne çok şövalyeye ihtiyaç var, değil mi?
"Beyaz atlı şövalye" Türkçemize özgü bir deyim değil, tahmin edebileceğiniz gibi. Ne de olsa bizim tarihimizde, geleneğimizde şövalye yok. Olsa olsa "beyaz atlı sipahi" filan olabilir.
Bizde bu deyimin başka bir versiyonu daha var ki, son zamanlarda daha sık kullanılır oldu: Beyaz atlı prens. Aynı sorun burada da vaki: Bizim kültürümüzde krallar ve prensler ne zaman oldu? İşin tuhaflığına bakın ki deyim öz be öz Türkçe. Prince on a White Horse filan gibi yabancı bir deyimden çevrilmemiş. Zaten "Beyaz Atlı Şövalye" deyiminin İngilizcesi "Knight in Shining Armour", yani "Parlak Zırhlı Şövalye". Peki neden "beyaz atlı"?
Bülent Somay / Bir Şeyler Eksik / Metis (2007)

Comments

Popular Posts